Yemek yemek insanların vücudunu beslerken, yemek yapmak insanın ruhunu besler ve zihnini rahatlatmasına olanak sağlar. Yemek yaparken, hayatımızı ve çevremizi algılamamızı sağlayan duyma, dokunma, tat ve koku alma duyularımızı oldukça kullanırız. Ve bu yoğun kullanım zihnimiz için bir egzersiz değerindedir.
Yemek pişirmek aynı zamanda bir dışa vurumdur, bir şey yaratmaktır ve özenerek yaptığınız lezzetli yemekleri kendinize ve yaptığınız kişilere bir sevgi göstergesi olduğundan kendinizi iyi hissetmenizi sağlar. Olumlu duygularınızı ortaya çıkartır. Ortaya koyduğunuz bu enfes ürünler kendinizle gurur duymanızı, beyninizin ödül merkezini aktifleştirip mutluluk hormonlarından biri olan dopaminin salgılanmasını sağlar. Hatta bu yüzdendir ki mutfak terapisi adlı psikolojik tedavi yöntemleri bile bulunmaktadır.
Bu olumlu yönleri insan gerçekten yemek yaparken de hissedebilmekte ve görebilmektedir. Kendim yemek yaparken bunu bir çeşit motivasyon haline getirdiğimi düşünmekteyim. Belirli bir noktada konsantrasyon gerektirdiğinden yemeği hazırlayıp, pişirirken ve onları güzel bir şekilde servis ederken, bu konsantrasyon zihnimi boşaltmama yardımcı olmakta.
Aynı zamanda yemek yapmanın en hoşuma giden yönlerinde biri ise kontrolün bende olması. Sonuçta yemek pişirirken karar verme, planlama, organizasyon, denge gibi becerilerin tamamını kullanmamız gerekiyor ve bu güncel sorunlarımı unutmamı sağlayıp beni mutlu bir havaya sokuyor.